Bolu Saadet Partisi İl Başkanı İsa Sayın, ülkenin durumu değerlendirdi ve birden fazla kurumdan maaş alanlara yüklenerek, “Fatih Metin AKP’li olmasında ben mi olayım?” ifadelerine yer verdi.
Bolu Saadet Partisi İl Teşkilatı, parti binasında basın mensupları ile bir araya gelerek açıklamalarda bulundu. Saadet Partisi İl Başkanı İsa Sayın, açıklama yaptığı masaya patlıcan, salatalık, marul, domates, biber, patates, portakal gibi meyve-sebzeler koyarak ülkenin durumunu anlattı. 2021 yılının 1 Nisan günü ile 2022 yılının 1 Nisan günündeki ürünleri karşılaştıran Başkan Sayın, “Geldiğimiz bu durum 20 yıldır izlenen yanlış politikaların ürünüdür” dedi.
“AT YARIŞI BAHİSÇİLİĞİNDEN DE YAKLAŞIK 20 BİN MAAŞ ALIYORMUŞ”
Öte yandan geçtiğimiz günlerde Tarım ve Orman Bakanlığı yardımcılığından alınan Fatih Metin hakkında da konuşan Başkan İsa Sayın, “‘Kamu kaynaklarından beslenen, birden fazla kurumdan maaş alan “tuzu kuru”lar… a bir örnek de yakın çevremizden verelim istiyorum. Malumunuz Fatih Metin Bey geçtiğimiz günlerde Tarım ve Orman Bakan Yardımcılığı görevinden alındı. Bolulular olarak varsa hizmetleri için kendisine teşekkür ederiz. Ancak daha sonra sosyal medyada ve basında çıkan haberlere göre kendisinin aynı zamanda at yarışları ve müşterek bahisleri düzenleyen Yüksek Komiserler Kurulu Üyeliği’nden de çıkarıldığını da öğrendik. Kendisi bakan yardımcılığından yaklaşık 40 bin, at yarışı bahisçiliğinden de yaklaşık 20 bin maaş alıyormuş. Başka bir yerlerden de maaş alıp almadığını da bilmiyoruz. Şimdi soruyorum size Fatih Metin AKP’li olmasında ben mi olayım?”
“LİYAKATSİZ VE YANDAŞ YÖNETİCİLERDİR”
“İnançlı insanlar oldukları için söylüyor, uyarıyorum üç günlük dünya için at yarışı bahisçiliği yapmaya değmez. Tüyü bitmemiş yetimin hakkı sizden sorulacaktır. Zaten hiçbirisinin hangi vasıf ve ehliyetle o makamları işgal ettikleri maalesef belli değil. Ülkemizin yaşadığı sıkıntıların müsebbipleri çok uzağımızdaki insanlar değil, bizzat her gün karşılaştığımız liyakatsiz ve yandaş yöneticilerdir” dedi.
Sayın’ın açıklamasının devamında şu ifadelere yer verdi;
“Açıkçası bu mübarek ayda böyle bir basın toplantısı ile sizlerin karşısına geçmek istemezdim. Ancak ülke olarak içinde bulunduğumuz şartlar pek de iç açıcı değil. Maalesef başta sebze ve meyve olmak üzere ciddi bir gıda enflasyonu ile karşı karşıyayız. Tabi karşılaştığımız enflasyon sadece gıda ile sınırlı değil. Hayatın her alanında yaşanan fiyat artışları zaten zor geçinen insanımızı daha da zor duruma sokmuştur. Özellikle bu toplantımızda da son bir yıldaki sebze fiyatlarındaki artış oranlarına dikkat çekmek istiyorum. İstanbul hal fiyatlarını temel aldığımız çalışmaya göre 1 Nisan 2021 ile 1 Nisan 2022 arasındaki fiyat artışları şöyle gerçekleşmiştir:
Geçen yıl domates 5 lira iken bu yıl 28 lira – artış %460
Patates 2 lira iken bu yıl 10 lira – artış %200
Biber 10 lira iken bu yıl 30 lira – artış %200
Salatalık 8 lira iken bul yıl 17 lira – artış %113
Marul 4 lira iken bu yıl 20 lira – artış %300
Taze fasulye 18 lira iken bu yıl 45 lira – artış %150
Portakal 5 lira iken 10 lira – artış %100
“Görüldüğü üzere ortalama %200’ler seviyesinde seyreden bir gıda enflasyonu var. Bütün bunlarla beraber birçok gıda maddesinde yurtdışına bağımlı hale geldik. Türkiye olarak bugünlere bir anda gelmedik. Geldiğimiz bu durum 20 yıldır izlenen yanlış politikaların ürünüdür.”
“MİLLET PORSİYON KÜÇÜLTÜP ÖĞÜNLERİ AZALTIYOR”
“Ülkemiz her yönden kutuplaşma ortamına girdi. Toplumsal kutuplaşmadan farklı olarak bir de ekonomik şartlar bakımından kutuplaşan bir Türkiye ile karşı karşıyayız. Ülkemiz şu an iki kutba ayrılmış durumdadır. İki farklı toplum kesimi, iki farklı hayat görüyoruz. -Bir tarafta kamu kaynaklarından beslenen, birden fazla kurumdan maaş alan “tuzu kuru”lar… -Diğer tarafta ise yoksulluk sınırının 15 bini geçtiği bir dönemde; 4 bin küsür lirayla ev geçindirmeye, 650 liralık KYK bursuyla günde bir öğün yemek yiyerek hayatta kalmaya çalışan, masraflarını karşılayamadığı için okulu bırakmak zorunda olanlar, gün be gün fiyatları artan temel tüketim maddelerine ulaşamayıp sofrasına tuz koyamayanlar var. – Bir tarafta lüks, şatafat, gösteriş ve israf; diğer tarafta yoksulluk, fakirlik, açlık, ve feryat var…”
“İNSANIMIZIN HAYAT KALİTESİ HER GEÇEN GÜN TÖRPÜLENİYOR”
“Daha dün, “sadece 6 ayda, cari açığı kapatacaklarını vadeden” türküler söyleyerek, Türk Lirasını pula çeviren Erdoğan iktidarının yol açtığı ekonomik yıkım insanımızın hayat kalitesini, yaşama sevincini her geçen gün törpülüyor. Enflasyonun üzerine benzin dökerek Türkiye’yi adeta bir yangın yerine çeviren iktidar ve ortakları ülkemizin büyüdüğünü söyleseler de vatandaşın kursağına giren ekmek her geçen gün küçülüyor.”
ÜNİVERSİTELİ GENÇLERİMİZE KULAK VERELİM
“Değerli basın mensupları; bir de üniversiteli gençlerimize kulak verirsek, durumun vehametini çok daha net görürüz diye düşünüyorum. -Bir üniversite öğrencisi gencimiz şu satırlarla derdini anlatmış; “Beslenmeyi iki öğüne düşürdüm. Gece yatağa aç giriyorum. Yurt dağın başında ama yürüyerek gidip geliyorum. Her gün hazır su alamayacağımdan musluktan klorlu su içiyorum…”
“DÜNYANIN HİÇBİR YERİNDE BÖYLE BİR İKTİDAR YOK!”
“Türkiye’ye en yakın ülke Litvanya’nın enflasyonu %12; OECD ortalaması ise %7.7. Türkiye %61 enflasyonla; Estonya’yı 5’e, OECD ortalamasını 8’e katlamış bulunuyor. Euro bölgesindeki enflasyon ortalaması ise %5,9. Dünyanın her yerinde enflasyon olabilir; ama dünyanın hiçbir yerinde bir yılda enflasyonun böylesine hızlı arttığı başka bir ülke yok ey iktidarda bulunanlar! Dünyanın hiçbir yerinde sizin gibi gerçeklerle, matematikle, ekonomiyle bile isteye kavga edip; ülkesini hiperenflasyona sürükleyen bir iktidar yok! Dünyanın hiçbir yerinde 20 yıl boyunca iktidarda kalıp, krizin sorumlusu başkalarıymış gibi suçu rakiplerine atan ve “daha yeni başlıyoruz, bu işi çözeceğiz” diyen pişkin bir iktidar yok!”
“GELİN ZİRVEDE(!) BIRAKIN”
“İktidarın anlattığı masallar ve hayaller ile gerçekte yaşattığı hayatlar arasında uçurum var! Hayalde; ekonomisi en güçlü 10 ülke arasına girecektik.. Gerçekte; enflasyonu en yüksek 10 ülke arasına girdik.. Hayalde; tek haneli işsizlik ve enflasyon rakamları olacaktı.. Gerçekte; 3 haneli enflasyon rakamları ve her geçen gün sayıları artan işsizler ordusu… Hayalde; iyiler arasındaki ligde zirvede yer almak… Gerçekte; olumsuz istatistikler ve sıralamalar listesinde hep zirvede bulunmak.. Enflasyon 20 yılın zirvesinde.. Zamlar 20 yılın zirvesinde.. Cari açık 20 yılın zirvesinde.. Dış borçlar ve faiz ödemeleri de; sayenizde 20 yılın zirvesinde.. Gelin bu işi zirvede bırakın.. Gelin daha dazla zorlamayın.. Çünkü bu zirvenin sonu uçurum, sonu felakettir! Hem millet hem de sizin için…”
[ipt_fsqm_form id=”16″] |