Dönemin Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan 29 Ocak 2009 tarihinde İsviçre’nin Davos kentinde düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu’na (WEF) katılmış ve zirvenin son konuşmasında Dünya Ekonomik Forumu Moderatörü David İgnatius ve İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Perez arasında geçen tartışmalar sonrasında Tayyip Erdoğan “benim için de bundan sonra Davos bitmiştir! Daha da Davos’a gelmem, siz konuşturmuyorsunuz! (Peres’i göstererek) 25 dakika konuştu, (kendini göstererek) 12 dakika konuşturuyorsunuz! Olmaz” diyerek tepkisini göstermişti.
Recep Tayyip Erdoğan’ın dünyanın en tanınmış iş insanları, politikacıları bir araya getiren, dünyanın en önemli sorunlarının tartışıldığı konferansları ile tanınmış olan forumlara katılmayacağını açıklamasının ardından ülkemizde Davos’un muadili bir platform oluşturma düşüncesi oluşmuş ve doğal zenginlikleri, başkente ve İstanbul’a yakın oluşu nedeni ile Abant ve ilimiz ön plana çıkmıştı.
2009 yılından bu yana atılan adımlar ise yetersiz kaldı. 2013 yılında Abant Yolu İmar Planı düzenlemesi yapıldı ancak Karayollarının istimlak sınırını belirleyememesi üzerine 10 yıldır bir yol kat edilemedi. Karayolları 4. Bölge Müdürlüğü’nün Mart ayında kesin sınırlarını bildirir bir harita göndermesi üzerine Nisan ayı belediye meclis toplantısında Abant Yolu İmar Planı yeniden güncellendi. Önümüzdeki günlerde Abant Yolu İmar Planı üzerinde imar kanunun 18. maddesinin uygulanması ile yapılaşmanın önündeki engellerin kalkması beklensede çok sayıda vatandaşın plana itiraz ederek dava açmaya hazırlandığı belirtiliyor.
Köroğlu Dağları’nda İmar’a açılması beklenen 51 hektarlık alanda hukuki sürecin ardından imarlanması planlanan alan 38 hektara düşürüldü ve 1. etap 13 hektar, 2. etap ise 25 hektar alanı kapsayacak şekilde düzenlendi.
Ak Parti Belediye Meclis Üyesi Mimar Semih Dimicioğlu Köroğlu Dağları İmar Planı’na en güçlü karşı çıkanlardan birisi Semih Dimicioğlu bir meclis toplantısında yaptığı açıklamada “Köroğlu dağlarından uzun zamandır bizim bilmediğimiz işler dönüyor! Burada ciddi düşünmemiz gerekiyor. Bu tür kararları Bolu halkının, Bolu Sivil Toplum örgütlerinin, Bolu’nun ileri gelenlerinin oluşturduğu bir komisyon tarafından bu kararların bilinmesi, incelenmesi, irdelenmesi ve kabul edilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Sonuca geldiğimizde Tabiatın güzelliklerinden faydalanmak amacıyla 3, ya da 5 tane tesis yapılabilir. Bunun için en fazla 500 hektar ya da olsun 1000 hektarlık bir alan gerekir. Bu planlama yayılmadan düzenlenmelidir. Burada Bolu olarak yapacağımız en önemli şey Köroğlu Dağları’nın, yani 38 bin hektarlık alanın turizm alanından çıkartılarak, yeniden orman vasfına kazandırılmasını sağlamamız gerekir.
Son söz Köroğlu Dağları havasıyla ve suyuyla ve ağacıyla bakir kalmalıdır. Burada Bolu olarak hepimize görev düşmektedir.” açıklamalarında bulunmuştu.
Rantçıların, çok bilmişlerin ve hiç bir işten anlamayan herbokologların sesinin gür çıktığı ilimiz 14 yıldır Davos hayalinin yanına ulaşamazken yeni bir Davos açıklaması Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’dan geldi.
Bakan Kurum dün İstanbul Pendik’te Rizeliler Derneği ve Bitlisliler derneğindeki konuşmasında “Rize’de eski termal otelin tamamen yenilendiğini belirterek, “Bittiğinde orada uluslararası kongrelerin yapılabileceği, dünya beşten büyüktür diyeceğimiz Davos’un benzerini Rize’mize kazandırıyoruz’’ dedi.
Bakan Kurum’un açıklamaları Bolu’da hiç bir etki yaratmazken doğal güzellikleri, hava alanı oluşu ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın memleketi olan Rize’nin ilimize nazaran Davos hayaline en yakın il olduğunu görmek hiçde zor olmasa gerek.